ALTILI MASA VE...

ALTILI MASA VE...

Müsaadenizle bugün herkes kadar siyaset bilimcisi olacağım.

MASA kimi Cumhurbaşkanı adayı göstermeliydi? Meral Akşener neden ayrıldı? Neden geri geldi?

Ayrılmadan önce Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ile görüştü mü?

Seçimlerden sonra kim parti kuracak? Hangi sosyalist partiler milletvekilliği için masaya yanaşacak?

Kimlerin siyasi hayatı bitecek? Kimler parlatılacak?

Şu konuda net olalım, cumhurbaşkanının kim olacağı masadakilerinin umurunda değil. Sadece Kemal Kılıçdaroğlu ben aday olayım diyordu, o kadar. Diğerleri kaç milletvekili çıkartırım hesabında.

Altılı masanın bir ayağı gitti, geldi. Diğer ayaklar birbirleriyle uyumlu gözükse de yarın ne olacağı belli. Öküzün ölmesini beklemeden dağılabilirler. Meral Akşener bunu gösterdi.

Kendine sol-sosyalist diyenlerde masaya destek için sıraya girdi.

Sol partilerden EMEP, SOL PARTİ ve TİP masaya yakın açıklamaları oldu. Eklenenler de olacaktır. Birkaç milletvekili çıkartıp Meclis kürsüsünde konuşmanın dayanılmaz hafifliğini yaşasalar kötü mü olurdu?

HDP masaya yakın açıklamalarıyla hepimiz takip edeceğiz. Yanlış değil tabiki. Ne farkları var ki birbirlerinden?

Şimdi, Meral Akşener geri döndü nasıl davranacaklar, kiminle ittifak yapacaklar göreceğiz. Belki gördüklerine inanmayacaklar olacaktır. Ama şu da bir gerçek seçim sonucunu HDP oyları belirleyecek.

Aday kim olmalıydı?

Erdoğan’a karşı kazanma ihtimali olan Ekrem İmamoğlu, benim değil kamuoyunun beklediği isimdi. Olmadı. Yasaklı olma ihtimali var denildi. Kazanma olasılığı artacağı için seçim aşamasında böyle bir yasak gelmezdi. En azında Mecliste milletvekili çoğunluğu Millet İttifakına kesin geçerdi. AKP bunu göze alamazdı.

Kılıçdaroğlu'nun adaylığı, masadakilerin yüzünün gülmediği bir ortamda açıklandı. CHP genel başkanlığından da siyasi hayatımızdan gitmesinin önünü açtı. Olası kazanma durumunda Millet İttifakı kazanmış olacak, kaybederse Kılıçdaroğlu kaybedecek.

Öyle herkesin dediği gibi Alevi olduğu için oy alamaz demiyorum. Kazanamama üzerine kurulu bir adaylık olduğu için kazanamaz diyorum. Aslında bunu seçim sonuçlarında daha net göreceğiz. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı Recep Tayyip Erdoğan’a yeni bir seçim zaferinin ön hazırlığı gibi duruyor. Elbette ki böyle bir şey istemiyoruz

Halkımız değişim istiyordu. Değişim dikkate alınmadı.

Recep Tayip Erdoğan ve AKP'nin siyasi hayatımızda ne kadar varsa Kılıçdaroğlu da o kadar var.

Bir kesim AKP'ye ve Recep Tayyip Erdoğan'a tepki veriyor. Farklı bir kesimde Kılıçdaroğlu’na benzer tepki gösteriyor. Her ikisini de siyasi hayatımızda istemeyen büyük bir kesim var. Yeter artık diyor. Değişim...

Seçim nasıl olacak?

Kılıçdaroğlu'nun Aleviliği üzerinden seçim süresi boyunca din alınıp din satılacak. Zaten yapılıyor değil mi? Daha çok yapılacak. Milliyetçi oyları alabilmek için bol bol Türklük vurgusu olacak. Toplum tehlikeli bir biçimde daha çok kutuplaştırılacak. Seçimde ekonomi, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum konuşulmayacak. Deprem unutulup gidecek.

Yolsuzluk, yoksulluk gündemde kendine yer bulamayacak. Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasamıza göre Cumhurbaşkanlığına aday olamayacağı konu edilmeyecek.

Seçim sürecinde Kılıçdaroğlu yalnız kalacak. Masadakiler miting alanlarında yanında olmayacak. Seçimler bittiğinde masanın sağından solunda bulunanların hepsi masayı bir bir terk edecek. Herkes alacağını almış milletvekilliklerini garantilemiş olacaklar.

Elbette kazançlı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP çıkacak. Çünkü bu kadar yıpranmışlığa rağmen beklemedikleri oyun üzerinden oy alacaklar.

Meral Akşener neden ayrıldı. Halkın gelişen muhalefetinin CHP'de toplanmasını engellemek istedi. Masaya geri dönmemek üzere sert bir dille masayı eleştirerek ayrıldı. İmamoğlu ve Yavaş faktörü üzerinde seçimi yürütmek istiyordu. Kendini birinci parti konumuna getirmeyi düşünürken her şey ters yüz oldu. Olmadı.

Kendisine bir yerlerden yeni bir görev mi verildi ki böyle bir davranış sergiledi? Olabilir.

Peki bu kararı alırken İmamoğlu ve Yavaş ile görüşüp onlardan olur alıp öylemi davranışa geçti? Burası tam bir muamma bunu tarih gösterecek. Ancak her ikisine de beraberlik çağrısı yapması önceden konuştuklarını akıllara getirmiyor değil.

İmamoğlu ve Yavaş'ın Genel Başkanımız ile birlikteyiz cevabı Meral Akşener'i yalnızlaştırdı. Yeniden masaya dönmek zorunda kaldı. Sonuçta amacı milletvekili sayısını artırmaktı. Eldeki bulgurdan olmak istemedi.

Ama şu bir gerçek ki Meral Akşener aylar süren masa görüşmelerinde adayını hiç dile getirmemiş, derinden gelmişti.

Sonuç;

Recep Tayyip Erdoğan zorlanacak olsa da yükselen muhalefete rağmen Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı kazanma olasılığı var. Ancak Mecliste AKP yada Cumhur İttifakı milletvekili sayısı düşmüş olacak. MHP'nin milletvekili sayısı belki de yok denecek kadar azalacak. Cumhur İttifakı meclis çoğunluğunu kaybetme olasılığı var.

Seçim sonucu ile yeni parti kuruluşları konuşulmaya başlayacak. Partiyi kuracak olanın adını da verelim Ekrem İmamoğlu'na parti kurması yönünde baskı yapılacak. CHP’nin başına geçecek demiyorum, ne sağ ne sol olduğu belli olmayan yeni bir parti kurulacak. Ama burada Kılıçdaroğlu'nun İmamoğlu'nu Genel Başkanlık için işaret ederse durum değişebilir.

Meral Akşener köşesine çekilecek.

Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan bir dönem mecliste devam edecek ancak partileri ikinci seçimi görmeyecek. Bir sağ partiye eklemlenecekler.

Temel Karamollaoğlu, yaşının götürebildiği yere kadar devam edecek.

Gültekin Uysal merkez sağın yeni figürü olacak.

Merkez sol, merkez sağa biraz daha yakınlaşacak. Masaya yakınlaşan sol-sosyalistler arayışlarını sürdürecek, tutunacak dal aramaya devam edecekler.

Çözüm;

Tek umut demokratik halk iktidarında…

Miroğlu