top of page
Ara

DEPREM VE TOPLUM HAFIZASI

  • Yazarın fotoğrafı: İşçi Ve Sendika
    İşçi Ve Sendika
  • 16 Şub 2023
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 22 Şub 2023

DEPREM VE TOPLUM HAFIZASI

Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Hatay, Osmaniye Adana, Şanlıurfa, Gaziantep, Diyarbakır, Kilis ama tüm ülkemizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli iki depremin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Yaralar sarılacak elbette...

6 Şubat 2023 saat gece 04.17 den sonra bir şeyler değişecek mi? Yoksa Van, Düzce, Elazığ-Bingöl, İzmir ve 1999 Gölcük depremlerinde sonra olduğu gibi acıları unutacak mıyız yada hafızamızın derinliklerine mi gömeceğiz?

Önce şu konuda netleşelim, insan öyle çabuk değişen bir varlık değildir. Değişimlere karşı direniyor. Yargılarından kolay kolay kurtulamıyor.

Şu konuda da netleşelim, deprem yoksulların sorunudur. Deprem en çok yoksulları vuruyor.


Depremlere karşı ne yapmak gerekiyor? Yapmamız gerekeni, depremin yaşandığı dönemde bol bol dinliyoruz, anlatıyorlar, anlatıyoruz. Toplum hafızası geçmiş dönemde edindiği yalan yanlış bilgileri üzerine gerekli gereksiz yeni bilgilerle dolup taşıyor. Bu karışık bilgilendirme sürecinde özellikle yaşadığımız çok olumsuz olayları hatırlamamak üzere hafızamızın en derin noktalarına itiyoruz. Unutuyoruz. Unuttuklarımızın bir kısmını hafızamız yeni depremlerle geri getiriyor.


Ne yapmak gerekiyor?



Önemli olan göçük altında insan çıkartmak değil, göçük altına insan koymamaktır. (Yanlış anlaşılmasın. Arama kurtarmayı önemsizleştirmekten söz etmiyorum.) Binalarımızı doğru zeminde kaliteli malzeme kullanarak, yani sağlam yerde sağlam bina yapacağız ki göçük altında insanlarımız kalmasın. Tüm çalışmalarımız, mücadelemiz bu yönde olmalıdır.

Bunun için en başta yediden yetmiş yediye Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunu, ben biliyorum, bana gerek yok demeden herkese anlatmak gerekiyor. Alfabeyi ilk kez öğretiyor gibi yeniden başlamalıyız deprem gerçeğini anlatmaya. Türkiye, deprem kuşağında bir ülkedir. Bunu kabul ettikten sonra gerisi kolaydır. Ancak kabul edelim ki hepimiz bunun farkındayız ama buna göre davranmıyoruz. Sakın ben biliyorum deme buraya kadar okuyan sayın okur.

Bildiğimiz tek bir zaman var, oda deprem olduktan sonraki birkaç gün, haydi birkaç hafta o kadar. Sonra deprem olursa, doğalgazı, elektriği, ocağı kapatacağız ve de üçgen yapıp bekleyeceğiz. Ev alırken, başımızı sokacak bir yerimiz olsundan çıkıp sağlıklı, dayanıklı bir evimiz olsun demediğimiz sürece çök, kapan, tutun bir işe yaramayacak. Yaramadığını, depremlerde yıkılan binaların toz yığınına, kum yığınına dönmesiyle bir kez daha hep birlikte gördük.

Ne yapmak gerekiyor?

Toplumun hafızasında deprem olgusunu, deprem gerçeğini öne çekmemiz gerekiyor. Deprem sürecinde konuştuklarımızı sistemli hale getirmemiz ve de birazda sadeleştirmemiz gerekiyor. Sabahtan akşama Google’u tarayarak edindikleri bilgilerle TV’lerde konuşanları saf dışı edip, gerçek uzmanlarını dinleyeceğiz. Dinleyeceğiz ki deprem olgusunu magazinleştirmekten kurtaralım.

Televizyonları, gazeteleri, sosyal medyayı hepsini kullanacağız. Malum zamanımızın çoğu TV karşısında yada elimizde cep telefonunu karıştırmakla geçiriyoruz. Deprem gerçeği, reklam kaygısı duymadan, reyting kaygısı yaşamadan gerçek bilim insanlarıyla TV'lerde peryodik olarak programlar yapılmalıdır. Günlerce deprem yayını yapıldı tüm kanallarda. Reklama hiç girilmedi. Demek ki yapılabiliyormuş.

Ana haber bültenlerinde, sabah, öğle kuşaklarında, dizi aralarında ama siyasilerin müdahalesi olmadan uzmanların hazırladığı videolar yayınlanmalıdır. 3 dakika, 5 dakika,10 dakika...

Gazeteler bir sayfasını büyük puntolarla zaman zaman depreme ayırmalıdır. Dünyayı internette, sosyal medyada takip edenlere sayfalarında reklamlar gibi gözüne batırılmalıdır. Sıkar mı bizi? 6 Şubat 2023'de neler yaşandı, dönüp bir daha bakacağız.


Okuma yazma seferberliği gibi, ayırt etmeden okumuş okumamış, eğitimli eğitimsiz herkese, toplumun tamamına deprem dersleri verilmelidir. Okulda olur, işyerinde olur, mahallede, köy derneğinde, kahvehanede, altın gününde olur. Okullarda, ilk okul, lise üniversite de deprem gerçeğini hafızamızda öne çekene kadar ders olarak okutulmalıdır. Ve bu ders kalıcı olmalıdır. Olabilecek yeni depremlerde yeni dersler çıkartmamak için.

Fazla mı diyorsunuz? Öyleyse, 6 Şubat 2023 tarihine dönüp bir daha bakacağız.

Deprem kader yada takdiri ilahi değildir. Depremi kadercilikten çıkartmalıyız ki bilim devreye girsin. Doğanın kanunlarına göre davranacağız. Ona göre şekilleneceğiz, önlemlerimizi alacağız. Kumdan kaleler yapmayacağız. Amaç korku vermek değil deprem bilincini, deprem gerçeğini anlatmaktır. Bakın çok bir şey demiyorum. Dediğim şu, Türkiye deprem kuşağında bir ülkedir sadece buna ikna edeceğiz toplumu ve de kendimizi. Bilim insanları 5 milyon binanın depreme karşı güçlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Yıkılması gereken binaların sayısını da bilmiyoruz. Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunu bilincimize çıkartmadığımız sürece hasarlı, güçsüz binalar için gerekli işlemler gerektiği gibi yapılmaz. Sonra, hayatını kaybeden onbinlerce insanımızı unutup gideriz, unutturulur gider.

Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunu bilincimize çıkartmanın adı örgütlülüktür. Bunu sağlayacak olan halkın iktidarıdır. İşte bir toplum örgütlü olunca;

Hangi mühendis, çürük binaya, depreme dayanıklıdır raporu verebilir? Zemin etüdü yapan hangi jeolog uygun olmayan zemine, zemin depreme uygundur, diyebilir? Hangi demirci ustası uygun olmayan demiri inşaatta kullanır?

Hangi duvar ustası kalitesiz betonu binanın temeli olacak kolona döker? Hangi yapı denetim kuruluşu inşaata gitmeden denetim yaparak olur raporunu verebilir? Uygun olmayan zemine, hangi kepçe operatörü kepçesini vurur temel açmak için toprağa? Hangi işçi tuğlayı yerinde kaldırır? Hangi yapı mühendisi, hangi mimar kalitesiz malzeme kullanılmasına göz yumabilir? Hangi inşaat mühendisi deprem yönetmeliğine uygun yapılmıştır belgesine imza atabilir? Hangi müteahhit malzemeden çalabilir? Hangi belediye yönetimi inşaat ruhsatını incelemeden verebilir? İmar aflarını hangi siyasi hükümet düşünebilir? Ve hangi müteahhit, hangi siyasetçi görevini yapanlara baskı yapabilir? Toplum hafızasında deprem gerçeğini öne çekelim. Miroğlu








 
 
 

Comments


05336668794

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

©2023, İşçi Ve Sendika tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page