EK ZAM
- İşçi Ve Sendika
- 16 Ağu 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Ağu 2023
EK ZAM
Son iki yıldır özellikle sendikalı toplu iş sözleşmeli işyerlerinde sendikalar ve işçiler sefalet ücretine, pahalılığa karşı TİS dışında ek zam için eylemler yapıyor ve kazanıyorlar. Eylemler genel olarak belediyelerde geçekleşiyor. Ankara CHP Çankaya ve Yenimahalle Belediyesi işçileri gibi.
AKP’li Ankara Mamak Belediyesi ve İstanbul Esenler, Bayrampaşa Belediyesi işçilerinin eylemleri önemlidir.
Ankara MHP'li Etimesgut Belediyesinde işçilerin sendika ve ücret zammı talebi için eylemleri ayrı bir önem taşır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İzmir ilçe belediyelerinde ek zam talepleri için eylemler sürüyor.
Sadece belediyelerde değil birçok kurumda çalışan işçilerin ek zam talebi var.
Emekliler, memurlar, işçiler…Şu anda daha çok sosyal medya üzerinde talepler dile getiriliyor.
İşçilerin ücret artışları için sokağa çıkması sendikasız işyerlerinde de bir hareketlilik başlattı. Kısmen kazanımlar sağlanıyor. Eylemlerin sendikalı işyerlerinden olmasından dolayı işçilerin sendikalı olmasının bir kez daha önemli olduğu gerçeğini ortaya çıkarttı.
Belediyelerde yapılan ücret artışı eylemleriyle ilgili öne çıkan, işçiler çok istemelerine rağmen sendikalarıyla birlikte hareket etmiyor, edemiyor olmasıdır. Sendikalar, işçiler eyleme başlayınca ya da eylemi zorlayınca işçileri kontrol altında tutmak için arabulucu rolü üstleniyorlar o kadar.

Eylemleri daha çok DİSK üyesi işçiler yapıyor. Sendika demiyorum, işçiler diyorum çünkü işçilerin iradesiyle eylemler gerçekleşiyor. Gerekçesi ise DİSK’e bağlı sendikalarda az da olsa işçilerin hareket edebilme olanağı var. Bazı sendika yönetici ve temsilciler hala işçilere yakın davranış sergiliyor.
TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ çok sayıda belediyede örgütlü olmasına karşın bu sendikalara üye olan işçiler, sefalet ücretini, pahalılığı, eylem yapan işçiler kadar yaşamış olsalar da şuana kadar kendini tam göstermiş değil. Çünkü işçilerin hareket edebilme kabiliyeti neredeyse sendikasız işyerlerinde çalışan işçilerden daha azdır. Sendika şube yöneticileri, temsilciler çoğunlukla belediyede yönetici konumunda olanlardan seçildiği için işçilerden uzaktırlar. Ve aynı zamanda işçinin her hareketini kontrol edecek durumdadırlar. Özellikle TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalar ek zam taleplerini sosyal medya üzerinde paylaşımlarıyla geçiştiriyor. Böylelikle hem işçilere bir şey yapıyor gözüküyor hem de belediye başkanlarını karşılarına almamış oluyorlar. Ancak bu davranışlarını işçilerin bir kısmı görmüş durumda bu nedenle sendika değişiklikleri konuşulmaya başlandı.
İşçiler eylemi kime karşı yapıyor? AKP iktidarına mı, belediye başkanına mı, sendikacıya mı?
Aslında bu sorunun cevabını işçilerde tam anlamıyla bilmiyor. Sendikalar ve belediye başkanları enflasyonun gerekçesi olarak AKP iktidarını utangaçça işaret ediyor. Bunu da kendi lehlerine çevirmeye çalışıyorlar. Belediye yönetimi her şeye zam geliyor, belediye bütçesini denkleştiremiyoruz. Sendikacıdan, enflasyon artıkça sözleşmelerde de ücretlerin alım gücü düşmüş oluyor savunması geliyor. Burada tüm yükü işçiler sırtlasın sonucu çıkıyor.
Eylemlerin gerekçesi işçilerin aldıkları ücretlerle geçinemiyor olmalarıdır.
Enflasyonun, pahalılığın sorumlusu AKP iktidarı mıdır? Evet, Öyleyse işçiler AKP’ye karşı eylem yapıyor. Ancak işçiler ücretleri belirleyen AKP değil, belediye yönetimidir demeyi yeğliyor. (Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, ek zam eylemi yapan ve kazanan Şireci Tekstil İşçilerini eylemden vazgeçirmeye çalıştığı, Şireci Tekstil patronun yere göğe sığdıramadığı video görüntüsü akıllardan çıkmayacak.)
İşçilere sefalet ücretini reva gören kimdir?
Belediye başkanı ve yönetimi. Öyleyse eylemler aynı zamanda belediye başkan ve yönetimine de karşıdır. Sınıf bilinci olmadığından belediyelerdeki eylemlerde genel olarak işçiler, siyasi görüşüne yakın olduğu, oy verdiği belediye yönetimi yıpratmama eğilimindedir.
İşçilerin geçinemediği ücretlere toplu iş sözleşmesinde imza atan kim?
Üyesi olduğu sendikalar.
Daha birkaç ay önce eyleme geçilen belediyelerde bir gece yarısı toplu iş sözleşmeleri imzalanmıştı. Üstelik asgari ücretin artacağı belli iken, üstelik TÜİK’in enflasyon oranlarının yanlış olduğu ortadayken, üstelik bağımsız iktisatçıların ENAG’ın açıkladığı oranlar ve enflasyonun sürekli artış eğiliminde olduğu biliniyorken, üstelik açlık sınırını sendikacılar dilinden düşürmezken açıklanan asgari ücretin bir tık üzerinde toplu iş sözleşmelerine imzalar atıldı. Ve ardından davullu, zurnalı, halaylarla kutlamalar yapılmıştı.
Bu nedenle işçilerin eylemi aynı zamanda o sözleşmelere imza atan sendikalara, sarı sendikacılığa karşıdır.
Sonuç olarak yapılan eylemler AKP iktidarına, AKP iktidarının politikaları sonucu oluşan enflasyon, hayat pahalılığın sorumlusu biz değiliz diyerek işçilere sefalet ücretini dayatan belediye başkan ve yönetimlerine ve tabii ki işçilerin üyesi oldukları sendikalara karşı yapılmaktadır.
Ancak bunu şimdilik işçiler tam anlamıyla bilincine çıkartmış değildir. Kendi içinde öncü işçiler çıkartamayınca, mevcut sendikacılarla, kısmi ücret artışı ile birlikte işçiler, en başa geri dönüyor. Unutuyorlar eylem gerekçelerini.. ücret artışı ile yetiniyorlar.
Durum bu olunca eylemlerde bir sonuç alınmış olsa da nihai hedefe ulaşılamıyor.
İşte tamda bu noktada yerel yönetimlerde yapılan eylemler yerel kalıyor.
Miroğlu
Comments