top of page

GÖRÜNMEYEN İŞSİZLİK: UCUZ İŞGÜCÜ, TAŞERONLAŞMA VE İSTATİSTİK MAKYAJI

  • Yazarın fotoğrafı: İşçi Ve Sendika
    İşçi Ve Sendika
  • 29 Kas
  • 2 dakikada okunur

GÖRÜNMEYEN İŞSİZLİK: UCUZ İŞGÜCÜ, TAŞERONLAŞMA VE İSTATİSTİK MAKYAJI


Türkiye’de işsizlik tartışması, sadece resmî kurumların açıkladığı oranlarla değil, sokakta milyonlarca emekçinin yaşadığı gerçeklerle birlikte değerlendirildiğinde anlam kazanır. TÜİK her ay işsizliğin düştüğünü duyururken, DİSK-AR tam tersine işsizliğin ve güvencesizliğin büyüdüğünü ortaya koyuyor. Bu iki veri arasındaki uçurum, işsizliğin nasıl ölçüldüğünü ve nasıl gizlendiğini anlamak açısından kritik önemdedir.


TÜİK’e Göre İşsizlik Düşüyor: Peki Gerçek Böyle mi?



TÜİK’in 2025 Ekim verilerine göre Türkiye’de dar tanımlı işsizlik oranı %8,5.


İşsiz sayısı ise 3 milyon 33 bin kişi.


Ancak bu “dar tanım”, geniş bir kesimi işsiz kategorisinin dışına itiyor. İşsiz sayılmak için son 4 hafta içinde aktif olarak iş aramış olmak gerekiyor. Bu nedenle:


İş bulmaktan umudunu kesenler,


Günübirlik işlerde çalışanlar,


Haftada birkaç saat iş bulanlar,


Taşeron ve taşeronun taşeronu zincirinde çalışanlar;


Kayıt dışı çalışanlar


TÜİK’e göre işsiz değil.


Bu tablo istihdamın arttığı gibi görünmesine yol açıyor, fakat gerçek istihdam güvencesiz, düşük ücretli ve süreksiz bir yapıya dayanıyor.


DİSK-AR’a Göre Gerçek İşsizlik: %29,6


DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR) ise geniş tanımlı işsizliği ölçüyor.


2025 Kasım verilerine göre geniş tanımlı işsizlik oranı %29,6.


Bu kapsamdaki işsiz sayısı ise 12 milyon 66 bin kişi.


Bu hesaplamaya; eksik istihdam edilenler, umutsuz işsizler, iş aramaktan vazgeçenler, yarı zamanlı çalışan ama tam zamanlı iş arayanlar ve çağrı üzerine çalışanlar da dahil. Yani hayatın içindeki gerçek işsizlik tablosunu yansıtıyor.


TÜİK’in %8,5’i ile DİSK-AR’ın %29,6’sı arasındaki devasa fark, işsizliğin kağıt üzerinde nasıl düşük gösterildiğini açıkça ortaya koyuyor.


Gizli İşsizlik: Taşeron, Yevmiyecilik ve Ucuz İşgücü Düzeni


Son yıllarda iş varmış gibi görünen fakat gerçekte sürekliliği olmayan çalışma biçimleri yaygınlaşıyor. Bir gün var bir gün yok çalışanlar, alt taşeron zincirlerinde kaybolan emekçiler, günübirlik işlenen güvencesiz çalışma modeli… Bunlar işsizliği azaltmıyor, sadece örtüyor.


Kağıt üzerinde “istihdam” artıyor, fakat emekçi için:


Gelir düzensiz,


Güvence yok,


Sosyal hak yok,


Ücret asgari ücretin de altında,


Yarın iş olacak mı belli değil.


Bu sebeple görünürde çalışan ama gerçekte işsizliğin sınırında yaşayan büyük bir kitle oluşuyor.



ree

Esnaf Kurye Modeli de İşsizliği Perdeliyor


Son yıllarda hızla yayılan esnaf kurye gibi çalışma modelleri de işsizliğin görünmez hâle gelmesine yol açıyor. Bu modelde çalışanlar, gerçekte güvencesiz ve düzensiz gelirli olmalarına rağmen resmiyette “kendi hesabına çalışan” sayıldıkları için işsiz kategorisine girmiyorlar. Vergi levhası açmaları, Bağ-Kur’lu görünmeleri ve fatura kesmeleri, TÜİK açısından onları istihdam edilmiş gösteriyor.


Oysa birçok genç, başka iş bulamadığı için motosiklet alıp kurye oluyor. Bu yüzden esnaf kurye patlaması istihdam artışı değil, işsizliğin girişimcilik maskesiyle gizlenmesidir. Bu model de tıpkı taşeronluk ve günübirlik işler gibi işsizliği kağıt üzerinde düşürürken sahadaki güvencesizliği büyütüyor.


İşsizlik Neden Hem Ekonomik Hem Sınıfsal Bir Sorundur?


Çünkü işsizlik pahalılık demektir. İşsizlik zam demektir.


Bir ülkede işsizlik yüksekse:


İşçilerin pazarlık gücü düşer,


Patronlar düşük ücret dayatır,


Ücretler enflasyon karşısında erir,


Sendikasızlaştırma yayılır,


Toplumsal yoksulluk kalıcı hâle gelir.


Bu yüzden işsizlik sadece “işsizlerin sorunu” değildir.


Çalışan herkes için daha pahalı bir hayat, daha ağır bir geçim mücadelesi anlamına gelir.


Çözüm: Örgütlü Mücadele


TÜİK’in düşük gösterdiği rakamlar değil, DİSK-AR’ın ortaya koyduğu geniş tanımlı işsizlik gerçeği belirleyicidir. Bu tabloyu değiştirecek olan ise ne istatistik oyunlarıdır ne de geçici istihdam programları.


Gerçek çözüm:


Sendikal örgütlenmenin güçlenmesi,


Taşeron sisteminin sınırlandırılması,


Kayıt dışılığın bitirilmesi,


Tam zamanlı, güvenceli ve insanca ücretli işlerin yaygınlaşmasıdır.


Çünkü işsizlik artarsa yoksulluk artar. Yoksulluk artarsa zamlar artar.


Ve bütün bunlara karşı tek gerçek güç, örgütlü mücadeledir.



Miroğlu

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Solcu Olmak

Türkiye’de “solcuyum” demek kimileri için zahmetsiz bir iddiadır; yeter ki DEM’in yanında saf tutsun. Sol ortamda “DEM solcu mudur?” diye sormaya ya da DEM'i eleştirmeye cüret ederseniz özellikle DEM

 
 
 

Yorumlar


05336668794

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

©2023, İşçi Ve Sendika tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page