KİMSE KIZMASIN
- İşçi Ve Sendika
- 17 May 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 9 Haz 2023
KİMSE KIZMASIN
14 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından özellikle deprem bölgesinde ki oylar herkesi şaşırttı. Depremde çok sayıda insanımız hayatını kaybetti, evleri yıkıldı, evsiz kaldılar. Deprem bölgesine yardımlar geç gitti. Ve birçok insan depremde yardım alamadığını ifade etti, ediyor. Şikayetler çok fazlaydı ve devam ediyor. Öyleyse depremzedeler, seçim sonuçlarının güvenirliliğinden bağımsız, neden oylarını AKP'ye verdi?
Tepki verenler oluyor. Kızıyorlar. Neden, nasıl olur böyle bir şey? Olur, çünkü AFAD vardı. AFAD, İçişleri Bakanlığına bağlı bir kurum değil mi?

Evet, deprem ilk günlerinde sağlı sollu partiler, sendikalar, irili ufaklı sivil toplum kuruluşları deprem bölgesine gitti, imkanları ölçüsünde yardımlarını ulaştırdılar. Örnek dayanışmalar gösterildi. Gecesini gündüzüne katıp kurtarma çalışmaları içinde yer aldılar. Halkımız, yanında kimseyi görmediği o günlerde, özellikle sol partileri ve sosyalistlerin, madencilerin, sanatçıların çabaları da, dayanışması da inkâr edilmez. Onlar, depremzedelerin en fazla ihtiyaçları oldukları anda halkımızın yaralarını sarmaya çalıştı. Solcular imkanları ölçüde bölgesel desteklerine devam etti.
Belli bir süre sonra birçok siyasi parti o bölgeden ayrıldı. Yerel yöneticilerine bıraktılar diyelim.
Ama orada AKP kaldı. Hemen kızmayın.
11 ili kapsayan bu büyüklükteki bir depremde yaraları sarmak zaman alır.
Afet bölgesine yardımlar ilk günler hariç sonrasında genel olarak AFAD eliyle dağıtıldı. Bireysel yada kurumsal yardım yapmak isteyenlere AFAD’dan izin alma zorunluluğu getirildi. Siyasi partiler de (sosyalist partiler kendi imkanlarıyla dayanışmasını sürdürmeye çalıştı) topladıkları yardımlarını tek elden dağıtılması iyidir diyerek AFAD üzerinde depremzedelere göndermeye başladı. Ve onunda halkımıza ulaşıp ulaşmadığını, nasıl ve kime ulaştırıldığını takip etmediler. Önemli olan yardımları göndermekti.
Bugüne kadar da bölgeye giyim, gıda, temizlik malzemesi, battaniye, ilaç, çadır gibi çok çeşitli yardımlar gitmeye devam etti.
İşte o yardımlar, dünyanın birçok ülkesinden gelen yardımlarında büyük çoğunluğu deprem bölgesinde AFAD üzerinde halkımıza ulaştı. Ancak yardımların kimden geldiğini halkımız bilemedi. Yanlış anlaşılmasın, depremzedelerin tüm ihtiyaçları karşılandı yada dağıtımlar adil yapıldı demiyorum.
AFAD üzerinden dağıtılan yardımlar AKP yardımı gibi algılandı. Bu anlamda depremzede vatandaşlarımız AKP dışındaki partileri, (AFAD AKP'yi temsil ediyordu), orada olmalarına rağmen, çok fazla göremedi. Onlarda kendini gösteremedi. İlk iki-üç gün kurtarma ekiplerinin yetersizliğinden, yardımlar gecikmesinden dolayı AKP’ye tepki gösteren vatandaşlar zaman içerisinde, depremin yıkıcı sebeplerini bir tarafa bırakıp, ilk günlere değil son günlere bakarak, tepkisini yanında göremediği diğer partilere yöneltti. Ve hatta oy vermediği partilere biraz daha uzaklaştırdı. AKP’ye daha çok yakınlaştırdı.
Elbette ki AKP deprem bölgesinde kendine yakın vatandaşlara hizmette önceliği esirgemedi. Hal böyle olunca orada olupta varlığını gösteremeyen partilerin sosyal medyada, televizyonda, bölge halkına yardım gitmiyor, vatandaşlar zor durumda, çadır yok, su yok, gıda yok gibi halktan yana söylemleri bölge halkı için çok inandırıcı gelmedi. Evet bunlara ulaşmak zor ama sizde hiç yoksunuz algısı oluştu. Onlara, siz sadece konuşur, eleştiri yaparsınız diyerek tepki gösterenler oldu.
Kimse kızmasın, evet bölge halkı çok acı çekti, acılar çekmeye devam ediyor. Ancak bu süreçte Halkımıza AFAD ve yine AFAD izniyle dağıtım yapan yardım dernekleri (AKP'yeyakın dernekler), dolayısıyla AKP gösterildi. İnce bir politikaydı, yardımların AFAD üzerinde dağıtılması AKP lehine propagandaya dönüştü.
Depremzedeler büyük bir felaket yaşamışlardı. Bu felaketin yaralarını da ancak yine AKP ile saracakların inandırıldılar. Mesela yıkılan evlerini ancak AKP yapar düşüncesi hakim oldu. Yani halkımız kaybettiklerine üzülüyordu hem de çok ama diğer tarafta hayatta kalanları da düşünmek zorunluluğu vardı. Bu nedenle daha önceden de oylarını verdikleri Cumhur İttifakına yeniden oy verdiler.
Muhalif partiler o süreçte haklı olarak, deprem felaketinin büyük yıkıma sebep olmasının gerekçeleri üzerinde durdu. AKP’nin sorumluluğunu anlattı. Kurtarma çalışmalarının yetersizliğine vurgu yaptı. İmar afları, denetimsizlik, zemin etüdü, demir eksikliği, deniz kumu, önlem, önlem vb. Elbette üzerinde durulması gerekiyordu.
Ama, halkımız yardım da bekliyordu, onun da dağıtımını AFAD üzerinde yapılması için eleştirdikleri AKP’ye bıraktılar.
Kimse kızmasın, oy beklentisinde olanlar afet bölgesinde yaraların sarılması aşamasında ve yardımların ulaştırılmasında yeterince halka kendini gösteremediler. Üstelik ilk gün itibariyle oradaydılar...
Bugün, afet bölgesinde depremzedeler neden AKP ve Cumhur İttifakına oy verdiler diye halka kızmak yerine, yardımların tek elde dağıtılmasına karşı koyamamanın hesabını vermek gerekir.
Elbette afet bölgesinde oy oranın bu kadar çok Cumhur İttifakının gitmesinin tek sebebi bu değildir. Ama bir sebebidir. Birazda böyle bakmak gerekir.
Miroğlu
Comments