SENDİKA AĞALIĞI ile TOPRAK AĞALIĞI ARASINDA FARK YOKTUR
- İşçi Ve Sendika
- 11 Haz
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Haz
Sendika Ağalarına Karşı: 15-16 Haziran’ın Gerçek Mirası”
15-16 Haziran Direnişinin 55. yıl dönümü yaklaştı. Yine duyacağız sınıf mücadelesi adına hiçbirşey yapmayanlardan, 'Yaşasın 15-16 Haziran Direnişimiz' sloganını.
Ancak,
'Yaşasın 15-16 Haziran Direnişimiz' demekle olmuyor.
Ki onların sayısı da yok denecek kadar azaldı ya. Geçelim...
Ama her geçen gün sendika ağalarının sayısı arttı.
O kadar çok arttılar ki işçiler, üyesi olduğu sendikalardan, sendikacılardan korkar hâle geldi.
O kadar arttılar ki işçiler, sendikaların var olma amacını unuttular.
O kadar çok arttılar ki gerçek anlamda sınıf sendikacılığı yapanlara karşı düşmanlaştılar...
Ağalık bu topraklarda bildiğimiz bir kavramdır.
Mesela toprak ağaları...
Şimdi diyeceksiniz ki:
“15-16 Haziran Direnişi'nden toprak ağalığına birden nasıl geçtin?”
Birden olmadı.
1970 yılı 15-16 Haziran'ında DİSK’in çanına ot tıkamak isteyenler,
DİSK’in ve işçilerin mücadelesini baskıyla geriye götüremeyeceklerini anladılar.
Bu süreci zamana yaydılar.
DİSK’in çanına otu yine DİSK’in içindekilerine tıkatacaklardı.
Öyle de oluyor.

Parababaları ve siyasal iktidarlar,
mevcut sendika ağalığının DİSK içinde de oluşması için 15-16 Haziran itibariyle mücadele vermeye başladı.
Sendika ağalığını oturtmak için mücadele verilmiş.
Öyleyse, toprak ağalığı ve sendika ağalığı ne alaka, değil mi?
O kadar alakalı ki...
Toprak ağası ile sendika ağası arasında hiçbir fark yoktur.
Sendika ağalığı, toprak ağalığının farklı bir versiyonudur.
Kanıt mı istiyorsunuz?
Tek bir örnek vereceğim. Gerisini siz tamamlayın:
Genel-İş Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde ne demişti?
“İzmir’de Cemil Tugay (CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı) 1 milyon 282 bin oy almış.
Hamza Dağ (AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı) 977 bin oy almış.
İşçilerin aileleriyle birlikte 500 bin oyu var. Hesabı siz yapın." Bu sözü söyleyenin bir bölge temsilcisi olduğunu unutmayın. Genel merkez neler demez? Neler yapmaz?
Bu ne demek?
Bu, “İşçilerin ve ailelerinin oyları benim cebimde.” demek.
Bu, “İşçilerin iradesi benim elimde.” demek.
Yani açık açık şunu söylüyor:
Ben bu işçilerin ağasıyım.
Tıpkı toprak ağalarının, “Bu köy benim, bu halk benim.” demesi gibi.
Toprak ağalığı neyi ifade eder? Hatırlayalım…
Orta Çağ'dan kalma feodal sistemin, Türkiye’de sıkça rastlanan bir uzantısıdır "ağalık".
Toprak sahibi olmakla, üzerinde yaşayan insan toplulukları üzerinde de hak sahibi olunduğu düşünülür.
Sahip olunan toprak parçası üzerinde kurulan monarşik düzen, feodal yapının aynısıdır.
Bugün sarı sendikalarda yaşanan tam da budur.
Sendika ağaları, işçilerin oyunu, grevini, sözünü kendi gücüne dönüştürür.
İşçinin alın terini pazarlık malzemesi yapar.
Hak aramanın yerini, siyasi manevralar alır. Ama işçi hakları her geçen gün geriye gider.
15-16 Haziran, işte tam da bu ağalara karşı bir başkaldırıydı.
O gün meydanlara çıkan işçiler, hem sermayeye hem sendika bürokrasisine karşı yürümüştü.
Bugün de o mirası yaşatmanın tek yolu var:
Sendika ağalarına karşı mücadele etmek!
Yoksa sadece “yaşasın” diyerek hiçbir şey değişmez...
Miroğlu



Yorumlar