SENDİKALARIN SONU MU GELİYOR?

SENDİKALARIN SONU MU GELİYOR?

Asgari Ücretin 6 ayda bir belirlenmesi zaten olmayan sendikal mücadeleyi nasıl etkiler? 

Sendikal mücadele sadece bir ücret artışı olarak görüldüğü için daha da geriye götürecek. Dikkat ederseniz, işçilerin sendikalarıyla ilgili eleştirisi en çok sendikalarına verdikleri aidattır. Kazanımlar noktasında bir beklentisi yok denecek kadar azdır. 

İşçi sendikalarını, memur sendikaları gibi işlevsiz bir biçime dönüştürebilir. Toplu iş sözleşmesi ortadan kalkabilir.

İşçi ücretlerinin tamamını iktidar, asgari ücret gibi kendi belirleyebilir 

Tüm işçiler sendikalara üye olabilir. Çok iyi değil mi? Ama nasıl bir üyelik. 

Mesela, işçi işe girdiği gün devletin yada işverenin belirlediği sendikaya zorunlu üyelik. Böylelikle sendikasız işçi kalmayabilir.  Ancak

zorunlu üyelik sendikanın varlığını ortadan kaldırır. 

Olmaz mı diyorsunuz?

Neden olmasın?

Neden olabileceğini mücadele eden sendika sayısına  ve sendikaların genel durumuna bakmanız yeterli olur. 

İşçilerin %90'nına yakının sendikasız olduğunu biliyor muyuz? Evet.

Şuanda Asgari Ücret ortalma işçi ücreti oldu diyor muyuz? Evet.

Peki toplu iş sözleşmeli işyerlerinde dahil olmak üzere birçok işyerinde işçilerin ücretleri Asgari Ücretin biraz üzerinde mi? Veya asgari ücret belirlenince altında kalıyor mu? Evet. İstisna sözleşmeler var elbette. 

Sendikaların büyük çoğunluğu Asgari Ücrete göre toplu iş sözleşmesi yapıyor mu? Evet.

Bu durumda hükümet ve patronlar işçilerin ücretlerini belirlemeye başlamış mı? Evet. 

Peki işçiler 6 ayda bir ücretlerinde artış olacaksa,  sendikalı olursa da aynı ücretlere yakın ücret alacağını düşünüyorsa sendikaya üye olma riskini göze alır mı? Hayır.

Çünkü sendikaya üye olan işçi baskı altında tutuluyor, işten atılıyor. İşsiz kalıyor. Yıllarca mahkeme sürüyor. Sendikası işçiye sahip çıkmıyor. Risk varsa işçi sendikadan uzak duruyor.

Bu durumda en risksiz sendika üyeliği memur sendikalarının üyeliğidir, diyebilir miyiz? Evet. 

Kamuda çalışan memurların tamamına yakını sendikalı. Çünkü yapılan toplu iş sözleşmesinden yararlanmanın ön koşulu sendika üyeliğidir. Bu nedenle tüm memurlar istediği sendikaya üye olabiliyor. O da % 2 baraj ile belli sendiklara yönlendirilmeye başlandı. Baraj üstü sendikalar bunu çok sevindi. Çünkü üye sayıları artmaya başladı. Gelsin aidatlar. 

Kamuda toplu iş sözleşmesini kim yapıyor?  İşkolundaki en fazla üyeye sahip sendika ile hükümet arasında yapılıyor. Yapılan sözleşme diğer sendikaların üyelerinin de ücretlerini de belirliyor. İşkolundaki sendika farklılığı önemli değil. Peki sendika verilen ücretleri, hakları kabul etmez ise ne yapabilir? Greve gidebilir mi? Hayır. 

Asgari ücret komisyonun da kim var? Hükümetten 5 kişi, işverenlerden 5 kişi, TÜRK-İŞ'ten 5 kişi? Peki asgari ücretliler sendikalı mı? Hayır. Öyleyse neden? Üyesi olmayan işçileri en çok üyeye sahip olduğu için TÜRK-İŞ temsil ediyor? Çünkü TÜRK-İŞ parababalarının çıkarına aykırı davranmaz. 

Sendika asgari ücreti kabul etmiyoruz demiş olsa ne olur? Üretimden gelen gücümüzü kullanacağız, greve gidiyoruz diyebilir mi? Hayır. Temsil ettiği düşünülen işçiler sendika üyesi dahi değil.

Peki bu durum genele yayılabilir mi? Evet.

Gelinen aşamada ortada sendikal bir mücadele olmadığı gerçeği var. İşçiler sendikalara güvenmiyor.

İşçilerden kopuk, işçilerle aidat alma dışında bağı olmayan sadece ücret odaklı sendikacılık sendikal mücadele olarak gösterilmeye çalışılıyor.

İşte tamda bu nedenle, işçilerin sendikalara güvenmediği, üye olmadığı bir ortamda sendika üyeliği yeni bir biçim alabilir.

İşçiler sendikalara üye olmadan iktidar tek başına ücretleri belirleyebilir. Bu sendikaları ortadan kaldırır. Sendikasız olmaz, çünkü işçiler bir süre sonra yeni arayış içine girebilir. 

Bir sonuçta tüm işçiler zorunlu olarak sendikalara üye olabilir ve üye sayısı en fazla olan sendika ile toplu iş sözleşmesi memurların sözleşmesi gibi sözleşme yapılır. 

Böylelikle sendikalı işçi sayısı artmış olur. 

Ancak sendikal mücadeleyi bitirir. Sendikaları işlevsiz hale, dernek konumuna getirir.

Peki bu duruma karşı çıkan sendika yada sendikacı olur mu? Koltuğunu koruyanlardan ses çıkmaz. İstedikleri vede bekledikleri budur.

Bugün bunu Türkiyede ki sendikaların yönetiminde bulunanların %95'i kabul eder. Geriye kalan %5'i bugün olduğu gibi mücadeleye devam eder. 

Şunu net söylemek gerekir ki asgari ücretin 6 ayda bir belirlenmiş olması sarı sendikaları işçilere karşı daha da güçlendirir. Ama ne sendikal mücadele nede sarı sendikacılığa karşı mücadele bitmez. Sınıf sendikacıları biraz daha fazla mücadele etmesi gerekecek o kadar...

Miroğlu