SORUN BURADA
- İşçi Ve Sendika
- 30 Ağu 2023
- 2 dakikada okunur
SORUN BURADA
Genel hizmet iş kollunda ki sendikalar, bir kaç ay önce toplu iş sözleşmesini yapmış,
bir kaç ay sonra o sözleşmelerde ki ücretler Haziran ayında açıklanan asgari ücretin altında kalmış.
Ve işçiler ek zam için sokağa çıkmış,
bir kaç ay içinde yapılan sendika kongrelerinde o sözleşmelerde imzası olanlar yeniden genel başkan, yeniden şube başkanı...
Üstelik belediye işçilerinin ek zam talepleri devam ediyor.
İşçiler geçinemiyoruz diyor.
İşçiler sefalet ücretlerine karşı eylemler sürdürüyor. Yanlarında görmedikleri mevcut DİSK Yönetimi parti ziyaretlerinde, parti genel başkanlarıyla resimler çektiriyorlar.
Bir sorun yok mu?
Bir sorun var. Olmalı.
Sorun nerede?
Sendika yöneticilerini belirleyen işçiler kendi belirlediklerini daha sonra değiştiremiyor. Sorun burada.

Fırsat işçilerin ellerindeydi. Kongrelerin yapıldığı dönemlerde işçiler sefalet ücretine mahkûm edilmeye karşı sokağa çıktı. Siyasi baskı altında sokağa çıkamayanlar, sokağa çıkanları izledi belki ama bu geçmiş dönemlerde ki izleme gibi olmadı.
Her an harekete geçecek gibiydi. Kendi arasında tartıştı, bir yol aradı ama yol açıkça ortada dururken bulamadılar. İşçiler kısmi kazanımlarla yetindiler. Sorun burada.
Kendi mücadeleleriyle kısmi olsa da kazandıkları zaferi sarı sendikacılara armağan ettiler. Sorun burada.
İşçiler sendikalarından bağımsız eylemlerini yaptı ama sefalet ücretinde sorumluluğu olan ne sendikalarını ne oy verdikleri partileri eleştirdiler. Sorun burada.
Sarı sendikacılar işçilerden bağımsız kongrelerini yaptı, geçti. İşçiler yeniden sendika yönetimine gelenleri hiç sorgulamadı. Sorun burada.
İşçiler eylem yapıyordu. Genel merkez seçimlerinde delegelerin büyük çoğunluğu şube başkanı ve yöneticilerinden oluşuyordu. Şube seçimlerinde sarı sendikacılar, başkan ve adamları işçilerin sefalet ücretiyle geçinemiyoruz dediği günlerde delegelerini belirlemişlerdi. İşçiler bunu gördü ama harekete geçemedi. Sorun burada.
Seçimleri kaybetme olasılıkları yoktu. Sorun burada.
Sendikalar işçilerden bağımsız ve işlevsiz hale getirildi. Sorun burada.
Son eylemlerle birlikte taraflar daha da netleşti, her şey daha açık. (TÜRK-İŞ, HAK-İŞ'i biliyoruz zaten) Sarı sendikacılar işçilerden uzaklaştıkça burjuva siyasi partilerine daha fazla yaklaştılar. Ki onlara göre işçiler ayrı bir taraftaydı. İşçiler ise ya sendikalarından ya da oy verdiği partiden yana. Yani kendilerinden taraf olamadılar. Sorun burada.
İşçiler, sendikaların sarı sendikacıların değil, kendilerinin olduğunu unuttular, unutturdular. Sorun burada.
İşçiler yoksulluğa, sefalet ücretine karşı mücadele ederken DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, işçi sınıfının örgütlü gücünü fiili mücadeleye dönüştürerek eyleme geçmek yerine, şimdilik muhalefet partilerini gezmeyi tercih etti. Sonra ne yaparlar, zaman gösterecek.
Parti Genel Merkezlerini parti genel başkanlarını CHP, İYİ PARTİ, YSP’yi ziyaret ederek, işçilerin, emekçilerin, emeklilerin üzerindeki vergi yükünün azaltılmasına ve vergi adaletinin sağlanmasına dair görüş ve önerilerini bulunuyorlar. Mücadelenin adı yok.
Neden vergi üzerinde bu kadar duruyorlar? Çünkü işçilerin düşük ücretlerinde çok yüksek vergiler alınıyor. Çünkü işçiler özellikle bu aylarda bu konuyu çok konuşurlar. Çünkü işçiler sarı sendikacıların da sorumlu olduğu sefalet ücretine karşı eylem yapmaya başladı. Çünkü eylemleri farklı bir yere çekmek işçileri kendi istedikleri alanda kontrol etmek istiyorlar. Sendikacıların vergi yükünü toplu iş sözleşmeleriyle ortadan kaldırmaları yada aza indirmeleri mümkün, bu durumu eylemlerle değiştirebilmeleri mümkün ama sarı sendikacılar orada değil.
Sarı sendikacılar işçilerin geçinemiyoruz, sefalet ücretini kabul etmiyoruz eylemlerini siyasi partilerle konuşmuyor. Sanki ücretler çok yüksekte vergide adalet sağlanırsa her şey normale dönecek algısı peşindeler. Tüm vergiler kalksa dahi işçilerin ücretleri düşük kalır, herkes biliyor.
Ancak, sarı sendikacıların tarafını göstermesi de iyi oldu. (Bu sarı sendikacıları yayın organlarında ve her alanda destekte sınır tanımayan, öve öve yere göğe sığdıramayan sol-sosyalistler nasıl bir dönüş içine girerler, bekleyip göreceğiz.) Tarafları belli olmadığı için işçiler bu sarı sendikacıları kendinden biliyor ve onlardan çok şey bekliyordu. En azında bu beklenti aza inecek. İçlerinden işçi önderleri çıkacak ve o işçi önderleriyle sarı sendikacılığa karşı mücadele hız kazanacak. Sorun burada...
Miroğlu
Comentarios