TOPLUMSAL MUTABAKAT

TOPLUMSAL MUTABAKAT

Seçimlerden sonra Dolar'ın, Euro'nun yükseleceğini, zamların geleceğini AKP'ye yada Cumhur İttifakına oy verenlerde dahil hepimiz biliyorduk. Yani bunu toplum olarak konuştuk, kabullendik. Bu nedenle şimdi zamlar üzerinden ya da döviz artışını anlatarak bir yere varamayız.

Mehmet bey kızıyor şimdi, ben kabullenmedim AKP'ye oy vermedim diyordur. Ayşe hanım ben demiştim, dediğimde çıktı diyor Aysel Teyzeye. En çok ben dedim diyor memur Hakkı, işçi Mehmet’e.

Entelektüel bir kesim AKP'ye oy veren kesimi yerden yere vuruyor. Ve onların davranış biçimlerini konuşacağımızı da konuşmuştuk.

Seçimlerin sonucu da seçimler öncesi tartışıldı ve kabul edildi. Millet İttifakı anketlere göre öndeydi ama kimse kazanacaklarına inanmıyordu. AKP kazanacak, AKP seçimi hile ile de olsa kaybetmez fikri ağır basıyordu. Seçimin kaybedilmesini de kabullenmiştik. Ama kendimizi bu kez değil, bu kez olmaza alıştırmış, inandırmıştık.

Ve yine seçimler öncesinde Kılıçdaroğlu'nun bu seçime girmemesi gerektiği de tartışıldı kazanamayacağı da kabul edildi. Yerden yere vuruldu, sonra birden ne olduysa oldu. Ondan daha iyisi mi var denilmeye başlandı. Kılıçdaroğlu, piro, dede, dürüst adam umut oldu birden. Ve seçime girdi ve kazanamadı sürpriz yoktu. Ama en çok ona umut bağlayanlar onu umut olarak gösterenler kızdı Kılıçdaroğlu'na. İstifa et Kılıçdaroğlu, değişimin önünü aç Kılıçdaroğlu. Oysa toplum olarak seçimden sonra bunun konuşulacağını da konuşmuştuk.

Millet İttifakı içinde seçime hiçbir etkisi olmayan, hatta tabanı AKP'ye MHP'ye oy veren partiler 40'a yakın milletvekili çıkardı CHP listesinde. Onların seçimden sonra CHP'ye mesafe koyacağını da konuştuk, kabul ettik.

Şuan toplumun büyük bir kısmı haklı çıkmanın gururunu yaşıyor. İşte bunun adı toplumsal mutabakattır. Büyük öngörüdür.

Evet, seçimler beklendiği ama beklemek istemediğimiz gibi bitti.

Ancak toplumsal mutabakat sağladığımız sonucunu bildiğimiz her şeyi konuşup kabul ettiğimiz seçim, toplumun büyük bir kısmını derinden sarstı.

Ve yine toplumun büyük bir kısmı dipsiz bir kuyuya düşmüşçesine ciddi bir karamsarlık içine girdi.

Çünkü, oy verdiği bir partisi var ama güveneceği bir partisi yok.

Ne olacak, nasıl olacak? Bundan sonra toplumu ne bekliyor? Korku, tedirginlik, güvensizlik…

Tüm bunlardan kurtulmanın çözüm yolu bulundu. Daha ne kadar değişecekse CHP yeniden değişecek. Parababaları hiçbir zaman işimi şansa bırakmaz...

Kılıçdaroğlu gerekirse 6'li masa 16 masa olacak, kaptan benim mesajı ile ben gitmem diyor. Aslında CHP'deki değişim benimle devam edecek diyor.

Ancak bir kesimde hayır diyor. Sen sıranı savdın sıra bizde diyenler var.

İlk önce CHP’nin Genel Başkanı değişecek. İvedilikle değişecek. Değişim şart. Değişim ama nasıl bir değişim, kimden yana bir değişim? Giden ne yaptı, gelecek olan ne yapacak? Sorusu boşta kaldı. Cevap yok. Karamsarlık içinde olan toplumun olası farklı arayışlar içerisine girmeden yeniden yeni CHP umut olması için çalışmalar hızlandı. Her konuyu bilen bilirkişiler, uzman, profesör, gazeteci, araştırmacı, siyaset bilimcileri bir kez daha ortaya çıktı. Parababalarının, emperyalizmin çıkarı doğrultusunda görev edinmiş, görev almışlar. Olur mu öyle, değişim olsun gör bakalım o zaman, demeye başladılar. Nasıl bir politika ile değişecekler, nasıl bir değişim olacak açıklaması yok. Sadece içeriği boş söylemler var. Toplum ve değişim istenilen partilere oy verenlerin beklentileri tartışılmadan, konuşulmadan değişimden bir şey çıkacakmış gibi değişime odaklandırıldı.

Çünkü her konuyu bilenlerde çok iyi biliyor ki toplumun büyük bir kısmı mevcut siyasi partilere güvenmiyor, sorunlarını çözeceklerine inanmıyor. Bu nedenle toplum, eğer yönlendirilmezse, kontrol altında tutulmaz, bir algı oluşturulmazsa gideceği yer halkın sorunlarını çözecek olan gerçek sol-sosyalist partilerdir. Sol sosyalist partiler umut olmamalıdır.

Ona da çözümleri var.

Sol isteniyorsa tüm sol değerlerini bir tarafa bırakıp HDP çatısı altında meclise girenler yeterlidir. Ama halk gerçek soldan uzak tutulmalıdır. Parababaları ne yapmazdı? İşini şansa bırakmazdı.

İşte bu nedenle seçim sonuçlarını tartıştırmadan, yanlışlarını, konuşturmadan değişim sürecini öne çıkardılar.

Ve ardından yaklaşan yerel seçimlerde, toplumu başta büyük şehirlerdeki CHP veya Millet İttifakının kazandığı belediyelerin yeniden kazanılmasına odaklayarak toplumsal muhalefeti yeni bir umut dalgasıyla kendi yörüngelerinden tutmak istiyorlar.

Sanırım bu konuda da toplumsal mutabakat sağlanmış durumda...

Ama birgün mutlaka halkın iktidarı konusunda da toplumsal mutabakatta sağlanacaktır.

Miroğlu