top of page
Ara

İŞSİZLIK,PAHALILIK VE GÖÇ

  • Yazarın fotoğrafı: İşçi Ve Sendika
    İşçi Ve Sendika
  • 17 Mar 2023
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 19 Mar 2023

İŞSİZLIK,PAHALILIK VE GÖÇ


İşsizlik, pahalılık ve göç arasında bir bağ kurulabilir mi? Ya da üçü ayrı birer olgu mudur? 


İşsizlik, herhangi bir ekonomik toplumda çalışmak istediği halde  bulamayan yetişkinlerin bulunması durumu. İş bulamayan kimseye işsiz denir. İşsizliğin artması sosyal, ekonomik sorunları ve sonuçları ortaya çıkarır.  


Pahalılık, bir şeyin fiyatının yüksek olması durumu veya pahalı olma durumufiyatların genel olarak yükselmesi, fiyat artışı…


Göç, siyasal, toplumsal ya da ekonomik nedenlerle bireylerin ya da toplulukların bulundukları, oturdukları yerleşim yerini bırakarak başka bir yerleşim yerine ya da başka bir ülkeye gitme eylemi.


6 Şubat 2023 büyük deprem felaketi ile birlikte bir iç göç başlamış durumda. Halkımız öncelikle daha güvenilir bölge ve sağlam evlerde barınma amaçlı yerini yurdunu terk etmeye başladı.


Göç tarihler boyu bitmeyen bir olgudur.Depremden öncede işsizlik yada farklı gerekçelerden dolayı büyükşehirlere göç vardı. Büyükşehirler büyüdükçe küçük şehirler dahada küçülüyor.   


(Ülkemize son yıllarda çok sayıda Suriye, Afganistan, Pakistan gibi birçok ülkeden çoğu kaçak yollardan göç geliyor. Başlı başına ayrı bir konudur. Yanlış politikaların sonucudur. )


İşsizlik, pahalılık ve iç göç arasında ki bağa bakalım.

İşsizlik, pahallılık, göç hepsi birbirinin nedeni ve birbirinin sonucudur.



İşsizlik göçü tetikler, göç ile birlikte örgütsüzlüğü artırır. Örgütsüzlük pahalılığa tepkisizliği getireceği için pahalılık normalleşir.  İşsizlik ve pahalılık tartışılmaz, konuşulmaz kabul edilir. Bu kabul edilmeyle birlikte işsizlik ve pahalılık mücadele edilecek bir olgu olmaktan çıkar. Oysa işsizlik ve pahalılık mücadele edilecek bir olgudur.


İşsizlik ve pahalılığa karşı mücadele şarttır. 1968 yılında Hikmet Kıvılcımlı’nın öncülüğünde kurulan defalarca kapatılan İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği (İPSD) hâlâ mücadele ediyor. Kuruluş gerekçesi bugünde geçerliliğini koruyor. İşsizlik ve pahalılığa karşı mücadelenin bir adı ve adresi olmalıdır...


İşsizliğin, pahalılığın, göçün birçok nedeni vardır. Ama en büyük neden üretimin olmayışıdır. 


Üretim düşükse, verimlilik düşükse, dışa bağımlılığınız yüksekse işsizlik, pahalılık kaçınılmazdır. Bütçeniz açık veriyorsa, ihracatı ithalatı karşılamıyorsa işsizlik, pahalılık kaçınılmazdır. Özelleştirme bir politikaya dönüşmüşse işsizlik, pahalılık kaçınılmazdır.

Hukuka güven azalmışa gerek iç gerek dış yatırım konusunda kaygıların ortaya çıkması kaçınılmazdır.  Tüm bunların üzerine denetim yoksa işsizlik, pahalılıktan ötesi olmaz. 

Örgütsüzlük örgütlü hale gelmişse işsizlik, pahalılık katmerleşerek büyür. Göç burada bir sonuç olur. Dış göç başlar.


Tarımda üretim yok. Yerli tohum yok.

Hayvancılıkta üretim yok. Et ithal ediliyor.

Sanayi yetersiz, daha çok montaj sanayi var ve bir kaç şehire yığılmış durumda.


Bankacılık, komisyonculuk, faizcilik, spekülasyonculuk, tefecilik var. Hepsi işsizlik ve pahalılığı yaratan etmenlerdir.


Parayla para kazanılması hatta para olmadan para kazanılması ve üretimin hiçbir aşamasında olunmaması tefeci bezirganlıktır.


Besicilikte, tarımda tefeci bezirganlar için yapılır hale getirilmiştir.

Temel gıda ve ihtiyaç ürünleri belli tekellerin eline geçmiştir.


İşsizlik, pahalılık ve göç arasında ki bağ çok açıktır. Üretimin olmayışıdır. 


Pahalılığın olduğu bir ortamda işsiz kalmak kabustur.  Bu kabus ucuz işgücünü dahada artırıyor. İşsizliğin artması ile birkaç kişinin yapacağı iş bir kişiye yaptırılmaya başlanır. 


Bir iş  sahibi olanlar, işsizleri ya da işsizliği düşünmek dahi istemez. Bundan dolayı işi olanlar susup oturmalı. Aynen bu düşündürülmek isteniyor. Bundan dolayıdır ki örgütsüzlülüğümüz hat safhadadır. Bu da kapitalistler, parababaları için bulunmaz nimet, daha fazla kâr daha fazla sömürü demektir.


İşsizlik ve pahalılıktan kurtulmanın yolu nedir? Üretim.

Üretim ama nasıl bir üretim olmalıdır? 


Bilim ve teknolojinin en son aşamasına dayanan ağır sanayi temeline oturtarak üretim yapmak. Tarım ve sanayi birlikte geliştirilmek zorundadır. Sanayi ve tarım bölgeleri doğa koşulları gözönünde tutularak seçilmelidir. Ve bu üretim ülke geneline yayılabilmelidir. Elbette bu kendiliginde gerçekleşmez. Bunu gerçekleştirecek olan demokratik halk iktidarıdır. 



Miroğlu 

 
 
 

Comments


05336668794

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

©2023, İşçi Ve Sendika tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page