top of page
Ara

VAZGEÇME

  • Yazarın fotoğrafı: İşçi Ve Sendika
    İşçi Ve Sendika
  • 2 Eki 2023
  • 2 dakikada okunur

VAZGEÇME


Che; "Kaybetmekten korkma, kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin."


Vaz geçmişlik mi var?

İşçiler, işsizler, gençler, öğrenciler, siyasi yada siyasi olmayan partiler, sol-sosyalistler, sendikalar işçi eylemlerine, işçilerin hak arama mücadelesine neden ve nasıl duyarsız hale geldi?


Konuşmayarak, duymayarak, görmeyerek...

İşçi eylemlerinde ayrım yaparak...

Sol-sosyalistlerin büyük bir kesimi, Dünyayı gerek ekonomik gerek siyasi olarak şekillendiren ABD-AB Emperyalizmine ve emperyalizmin savaş örgütü NATO’ya karşı mücadeleyi komplo teorisi olarak görerek sınıf mücadelesinden de soldan da uzaklaştılar.


Sorarsanız birçoğu işçi hakları için mücadele ettiğini söyler ancak pratik söylemle uyuşmuyor.


Hiçbir mücadele sınıf mücadelesinden bağımsız ve kopuk olamaz.


Bugün ülkemizde işçi hakları, mücadelesi maalesef sadece sendikalar üzerinde yürüyor. Sendikalarda malum…


Sanıyorum önce sendikalar işçilerin mücadelesine duyarsız hale getirildi. Nasıl mı? Sendikacılar işçidir. İşte o işçi olan sendikacılar sendika yönetimine geldikten sonra işçilikten uzaklaşarak patronlara yaklaştılar. Gerisi kolay oldu.


Sol-sosyalistler mücadelesini, işçiler ve emekçi halk için yürütür. Ancak onlara ulaşmak için, tersi durum olması gerekirken, referans olarak kendilerinin içinde olmadığı sendikaları alıyorlar. Ve onların da birçoğu kendi işçiliğini kabul etmeden, mücadele içinde olmadan, hep öğreten, yol gösteren konumunda oluyor. İşçilere, emeklilere, emekçi halkımıza yaşadığı sorunları anlatmaktan öteye gidemiyorlar. Bu nedenle de toplumun önünde olması gerekenler, toplumun gerisinde kalıyor.


Gençler, öğrenciler kendini en rahat sol-sosyalist partiler aracılığı ile ifade eder. Eğer gittikleri partilerden işçi sınıfı için mücadele yoksa o gençler, öğrenciler sınıf bilincini sadece kitapta bir bölüm olarak görür, sınıf dayanışması, sınıf mücadelesi onlara uzak kalır.


Gasp edilen işçi hakları, düşük ücretler kabul edilir hale mi geldi? Hayır ama;


Emekli maaşlarının düşüklüğü, işçilerin maaşlarını; işçilerin maaşlarının düşüklüğü de emekli maaşlarını daha da aşağı çekiyor. Böylelikle ucuz işgücü ortaya çıkıyor. Ucuz işgücü işsizliği artırır. İşsizlik örgütsüzlüğü beraberinde getirir. Örgütsüzlük pahalılık, zam, zulüm...


Tüm bunlar parababaları için daha fazla kâr daha fazla sömürüdür...

Bu bir paradoks değildir. Bu örgütsüzlüğün, sendikasızlaştırılmanın sonucudur. Kimse bu sonuçta sorumluluğunu üstlenmez. Herkes birbirini suçlar... Kimse bir şey yapmıyordur.

Ve herkes birbirinden bir şey bekler.

Hak gasplarına karşı toplumda, mücadele yerini, "kimse bizi görmüyor, bende kimseyi görmüyorum" gibi genel bir yargıya bıraktı. Bu yargı, özellikle sınıf mücadelesinde yer alan sosyalistlere karşı, sınıf mücadelesinde olmayan sol-sosyalist grup ve de partilerin davranışında "onların değirmenine su mu taşıyacağız" biçimiyle kendini gösteriyor.


Görülmeyen, yalnız bırakılan işçi, emekli mücadelesi, direnişi eylemi hak arama mücadelesini daha da geriye götürüyor. Hayatın diyalektiği yalnızlaşan işçi mücadelesinde işçiler üzerinde parababalarının baskısını artırıyor. Hayatın diyalektiği toplumsal muhalefet ve örgütlenme düzeyi artıkça işçilerin ücretleri ve çalışma koşullarını iyileştirdiğini ve söz hakkının olduğunu gösteriyor.


Sorulacak iki soru var. Neden ve kim?

Neden benim ücretim düşük? Ya da benim çalışma koşullarım neden kötü? Kim yapacak? Kim değiştirecek? İşte bu soruları sorduracak, gereği için mücadele edecek, işçileri örgütleyecek olan kim?


Miroğlu




 
 
 

Comments


05336668794

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

©2023, İşçi Ve Sendika tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page