YA ONLARDA BİZİM GİBİYSE

Ya Onlarda Bizim Gibiyse

İşçiler anlatıyor.

Üyesi olduğum sendika ile iletişim sağlayamıyorum,

Temsilcimi kendim seçemiyorum, sendika başkanlarını, yöneticilerini tanımıyorum, bilmiyorum. Sendikada söz hakkım yok.

Toplu iş sözleşme sürecinde fikrimiz, taleplerimiz dikkate alınmıyor,

İşverenle kapalı kapılar arkasında sözleşmeyi imzalayıp geçiyorlar. Sendikayı eleştiremiyoruz. 

İşçiler,

Ücretlerimiz düştü, kazanılmış haklarımız elimizden bir bir alınıyor. Bu sözleşme kabul edilemez.  Bu sendika ile olmaz. 

Sendika o güne kadar görmediği işçilerle kahvaltılı, yemekli toplantılar yapmaya başlar.

Sendika, yapmış olduğu sözleşmeyi savunmaz ve de sözleşmeden söz etmez. Yanlışlarını kabul etmez, düzeltmek için dahi umut vermezler. Sıkışırsa suçu patrona atar geçer. Vermediler ne yapabiliriz? Onlarda kazanamıyor. Olmadı siz de arkamızdan durmadınız der.

Daha da sıkışırsa açıktan patronla birlik olur üyesi işçiyi tehdit eder. 

Tüm baskı ve korkulara rağmen işçiler harekete geçer. 

İşçiler tartışır.

İstifa edelim. 

Üyesi olduğu sendika;

İşten atılırsınız, 3-5 kişisiniz, sendikal haklarından yararlanamazsınız.

Sürgün, mobbing, korku....

İşçiler,

Hakkımızı savunacak sendikayı bulacağız. Bulurlar da...

Haydi başlıyoruz.

Tartışma bitmiştir. Tüm işçiler haklarını daha iyi savunacağı, birlik olacağı sendikaya geçer. Hayır tabiki...

Tartışma yeniden başlar. 

Sarı sendikacıların en büyük kozu kendi ihanetleridir. Ve bu ihanetten beslenirler. Yıllarca işçilere öyle ihanet etmişlerdir ki işçilerin sendikalara olan güveni bitmiştir. İşte bu güvensizliği devreye sokarlar.

Sarı sendikacıların en büyük korkusu işçiler tarafından tartışılır olmaktır. Tartışmanın yönü değişmelidir. 

Kolaydır.

Kendilerinin sendika olduğunu unutup işçilerin daha fazla hak alması için basın açıklaması, eylem, grev yapan sendika dinsizlikle, vatan hainliği ile suçlanabiliyor.

Yıllarca yapmış oldukları ihanet sözleşmesini hesabını vermek yerine işçilerin kendi iradeleriyle gideceği sendika hakkında akla gelebilecek ve hatta gelmeyecek yalan, iftiralar başlatırlar.

Sarı sendika ve sendikacılar, 'Ya onlarda bizim gibiyse'...

İşçiler ; 'Evet, ya onlarda bunlar gibiyse'... Böylelikle sarı sendika ve sendikacılar kendilerini tartışmanın odağında çıkartırlar.

İşçiler üyesi olduğu kendilerine ihanet eden, satış sözleşmesinde imzası olan sendikaya değil üye olacağı sendikaya şüphe duyar hale gelir. Artık, işçilere ihanet eden sendika değil işçilerin haklarını savunacak sendika tartışılır. Bu tuzağa düştüğü zaman işçiler gerisi kolaydır sarı sendikacılar için. 

Ve gündem değişir hak kaybı, hak gaspı, sefalet ücreti, ihaneti sözleşmeler konuşulmaz.

İşçiler, ister sendika değişikliğinde, ister yeni bir örgütlenme de kendi iradeleriyle tercih ettikleri sendikalardan uzaklaştırılmak için kurulan tuzaklara dikkat etmelidir.

Aman dikkat!... 18.09.2023

Miroğlu