Faydası Yok
- İşçi Ve Sendika
- 14 Kas
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 15 Kas
Otobüse bindim. Arka koltuklardan birine oturdum. Ellili yaşlardan biri de yanıma oturdu. Sohbeti seviyor belli. “Zararı yok,” dedim.
Konu sendikalardan açıldı. Hiç tereddüt etmeden, “Sendikalar kapatılsın, odalar kapatılsın; hiçbir faydaları yok,” dedi.
Ama hayatı boyunca bir sendikaya üye olmamış, mesleği icabı üyesi olduğu meslek odasının toplantısına bile gitmemiş, adresini dahi bilmiyor. Hiçbir örgütlü yapının içinde yer almamış…
Basın açıklamalarını, eylemleri, mitingleri gereksiz görüyor; bunlarla sonuç alınacağını düşünmüyor.
Ama sonucun nasıl alınacağını da söylemiyor, kendine saklıyor…
Hepsini şov, sendikacıların, oda ya da dernek başkanlarının makam, mevki, para için yaptığını düşünüyor. Bu adama —ki her şeyi çözmüş bu adama— anlatacak bir şey bulamazsınız. Ama anlatmak da gerekiyor; yoksa susmazlar.

Bu düşünce neden ortaya çıkıyor? Çünkü:
1. Hiçbir örgüte katılmayan kişi, örgütlü gücün sonuçlarını da görmez. Ama konuşurlar.
Sendikaların işe yaradığı yerler genelde örgütlü ve güçlü olunan yerlerdir: toplu sözleşme, işten atmayı durdurma, ücret artışı, iş güvenliği, mahkeme kazanımları…
Ama örgütsüz bir işçi bunların hiçbirine tanık olmadığından, “Sendika işe yaramıyor,” diye düşünür.
2. Meslek odalarına “zorunlu kayıt” var ama katılım yok.
Baroya, tabip odasına, mühendis odasına kaydolmak zorunlu ama katılım gönüllü.
Üye olup hiçbir etkinliğe gitmeyen kişi doğal olarak bir fayda göremez.
Faydayı görmek için ise sadece kütükte isim olması yetmez; mücadeleye katılım gerekir.
3. Tepeden bakan bir eleştiri var: “Ben yapmadım ama suçlu sendika.”
Kendi sorumluluğunu unutan bir yaklaşım:
Örgütlenmez,
Bir direnişe katılmaz,
Toplantıya gitmez,
Üyelik aidatı ödemez…
Ama “Sendikalar boş, odalar işe yaramıyor,” der.
Bu, aslında kendi örgütsüzlüğünün bahanesi olur.
4. Sistem; örgütsüz insanın örgütlere saldırmasını teşvik ediyor.
İktidarlar güçlü sendikaları sevmez.
İşverenler güçlü örgütleri sevmez.
Bu nedenle toplumda yıllardır “Sendikalar bozuk, odalar siyasallaşmış,” propagandası var.
Örgütsüz birey bu propagandaya daha kolay inanır.
5. Yaramıyorsa neden her ücret zammında, her hak kaybında gözler sendikaya dönüyor?
İşçiler örgütsüz ama şikâyet örgüte:
“Sendikalar niye bir şey yapmıyor?”
Sendikasız çalışanın sendikadan beklentisi olması bile sendikanın aslında ne kadar gerekli olduğunun göstergesi.
Sonuç:
Sendikalar ve meslek odaları “kapatılmalı” değil; tam tersine güçlendirilmeli.
Fayda görmek için ise sadece üye olmak değil, katılmak, talep etmek, mücadeleye dâhil olmak gerekir.
Ama adam bunları dinledi mi? Hayır.
Çünkü o kendi tezinin antitezini aramıyor. Onun tezinin antitezi örgütlü mücadele.
O da işine gelmiyor…
Miroğlu



Yorumlar