İşçiler Vergi Dilimi Kıskacında
- İşçi Ve Sendika
- 12 Kas
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Kas
İşçiler Vergi Dilimi Kıskacında: Mücadele Neden ve Nasıl Olmalı?
Vergi dilimi adaletsizliğine karşı mücadele tek başına sendikaların yapacağı iş değildir. Evet, mücadele orada başlamalı; sendikalar işçileri örgütlemeli, öncülük etmelidir. Ancak işçilerin de bu mücadelenin bir parçası olma sorumluluğu ve zorunluluğu vardır. Elbette, kendine sol ya da sosyalist diyen, işçi sınıfının derdiyle dertlenen her kesim de bu mücadelenin içinde yer almalıdır.
Türkiye’de işçiler düşük ücretlerle çalışmakla kalmıyor, kazandıklarının bir kısmı da devlet eliyle, cebine girmeden kesiliyor.
Yılın başında yüksek olan maaş, vergi dilimi yüzünden yılın sonuna doğru azalıyor.
Yani devlet, işçinin emeğinin karşılığını daha eline geçmeden geri alıyor.

Vergi Adaletsizliği Kimin Üzerinde?
Toplanan verginin büyük kısmı işçiden geliyor.
Patronlar ise muafiyetlerle, teşviklerle bu yükten kurtuluyor.
Patron kârını koruyor, işçi bordrosundan kaybediyor.
Bu sistem açıkça işçiden değil, sermayeden yana işliyor.
Aslında vergi diliminin işçiler aleyhine olmasının nedeni de tam burada yatıyor:
Patronlar örgütlü, işçiler değil.
Sermaye sınıfı, kendi çıkarlarını koruyacak bir vergi düzenini birlikte savunuyor.
İşçiler ise dağınık, güvencesiz ve örgütsüz oldukları için bu düzeni değiştirecek güçten yoksun kalıyor.
Vergi Dilimi-Maaş Kesintisi
Aynı işi yapan işçi, yılın sonuna doğru daha az para alıyor.
25 bin lira net maaş yıl sonuna doğru 22 bine düşüyor. Yılda 20 bin TL kaybı olur. Ki fazla mesaiye kalmadığını hesap etmeden çıkan sonuç bu. Yani 12 ay çalışıp 11 ay maaş almak gibi..
Kağıt üstünde ücretlere zam yapılmış gibi görünüyor ama vergi artışı maaşı geri çekiyor.
Asgari ücretin biraz üstünde kazananlar, sayısal anlamda çok olduğu için, en çok kaybedenler onlar oluyor.
İşçi Vergi Dilimini Biliyor Ama Mücadeleden Uzak
Bugün artık işçiler vergi dilimini çok iyi biliyor.
Maaşın neden azaldığını, devletin nasıl kestiğini farkında.
Ama mesele bilmemek değil; mücadeleden uzak durmak.
Birçok işçi “sendika bir şey yapmıyor” diyor ama kendisi sendikaya üye değil.
Yani örgütsüz.
Sendikalaşmanın düşük olduğu bir yerde, işçi kolayca sendikaları suçluyor; devleti ve patronu ise görmezden geliyor.
Oysa patronlar örgütlü, devlet onların çıkarını koruyor.
Vergi dilimi, patronların örgütlü gücüyle işleyen bir sömürü aracıdır.
İşçi örgütlü olmadıkça, bu adaletsizlik hep sürecek.
Bu yüzden vergi dilimi adaletsizliği, işçilerin sadece cebini değil,örgütsüzlüğünü de açığa çıkarıyor.
Bu Mücadele Nasıl Başlar?
Sınıf Bilincini Yaymak
İşçilere açık biçimde anlatmak gerekir:
“Bu kesintinin nedeni senin çalışmandan değil, patronun çıkarını koruyan vergi düzeninden kaynaklanıyor.”
Bu farkındalık, sınıf bilincinin ilk adımıdır.
Mücadeleyle Örgütlenmeyi Birleştir
İşçi şunu görmeli:
“örgütlü olmazsam maaşımı bile koruyamıyorum.”
Sendikalar da bu konuda “gel üye ol” demek yerine,
“gel birlikte vergi adaletini savunalım” diyerek örgütlenmeyi büyütmeli.
Vergi Meselesi Sınıf Meselesidir
Bu mesele “devlet çok vergi alıyor” değil,
“devlet kimden alıyor” meselesidir.
Sermayeden alınmayan vergi işçiden çıkar.
Vergi adaleti mücadelesi, aynı zamanda gelir adaletidir.
İşçiler bu talebi yükselttikçe, hem maaşlarını hem de sınıfsal hakikatlerini savunur.
Sonuç: İşçiden Değil, Servetten Vergi Alınsın!
Vergi dilimi sistemi, patronu koruyup işçiyi yoksullaştırıyor.
Gerçek adalet, işçinin değil patronun, servetin vergilendirilmesidir.
İşçi, cebinden değil, cebinden girmeden alınanı geri isteyebildiği gün, işgücünü savunmayı da öğrenmiş olur.
Miroğlu



Yorumlar