VERGİ DİLİMİ İŞÇİLER İÇİN DİLİM DİLİM ARTIYOR
- İşçi Ve Sendika
- 10 Ağu
- 2 dakikada okunur
Türkiye’de gelir vergisi artan oranlı uygulanır. Yani yıl boyunca kazandığın toplam brüt ücret arttıkça, gelirinin bir kısmı daha yüksek oranda vergilendirilir.
Örneğin yılın başında gelir dilimine göre %15 vergi dilimindeyken, belli bir kazanç toplamına ulaşınca %20’ye, sonra %27’ye çıkar. Bu oran % 35, %40'a kadar artıyor. Tabi bu son dilimleri işçilerin görme olasılığı şimdilik yok gibi.
Gelir dilimi aralığı vergi dilimlerinde esas alınan oranlar sabit kalırken, gelir limitleri her yıl bir önceki yılın Yurt İçi Fiyat Endeksi üzerinden yeniden belirleniyor.
Yurt İçi Fiyat Endeksi ne kadar güvenilir? Tartışmalıdır...
Sonuç itibariyle “yıl içinde dilim atlama” işçilerin net maaşının aylar ilerledikçe düşmesi anlamına gelir.
Asgari ücretin biraz üzerinde maaş alan işçilerin bile yıl içinde 2–3 kez vergi dilimi değiştirerek maaş kaybına uğramasına neden oluyor.

Ücretlerde ne kadar düşüş yaratıyor?
Bu, maaşın ve yıl içindeki dilim geçiş tarihlerine göre değişir.
Asgari ücretin %20–30 üstünde maaş alan bir işçi, yılın başında örneğin net 25.000 TL alırken, yıl sonunda aynı brüt maaşa rağmen 2.000-3.000 TL daha az alabilir.
Yani bir işçi yılda 1–2 maaşını vergi dilimi yüzünden kaybedebiliyor.
Kısaca: Maaşın değişmiyor ama eline geçen para azalıyor.
İşçiler vergi diliminde etkilenmemek için ne yapabilir?
Bireysel çözüm çok sınırlı çünkü bu yasal bir sistem sorunu.
Ama birkaç yöntem var:
Toplu iş sözleşmesine (TİS) “vergi dilimi telafisi” maddesi koymak: Birçok sendika, işçilerin net maaşını sabit tutmak için brüt maaşı vergi dilimi yükseldikçe artırmayı pazarlık konusu yapıyor. Sarı sendikal anlayışın varlığı ve örgütlülüğün zayıflığı sadece göstermelik konuşuluyormuş gibi yapılıyor.
Brüt ücretin yüksek gösterilmesi kısa vadede çözüm değil, çünkü yine dilim atlanıyor.
Sncak Ek ödenek/prim sistemi ikramiye sayısı artırılarak ile yılın son aylarında kaybı telafi etmek mümkün olabilir.
Tüm işçiler için gelir vergisinin üst sınırının düşürülmesi veya “asgari ücret kadar kazancın vergiden muaf tutulması” talebinin kitlesel olarak savunulması.
Bunun da tek yolu da örgütlü mücadele.
Sendikalar, vergi dilimi meselesini yalnızca “ekonomik kayıp” olarak değil, iş gücünün satın alma gücüne yönelik sistematik bir saldırı olarak görüp TİS’lerde telafi maddelerini zorunlu hale getirmelidir.
Mevcut durum:
Çoğu sendika TİS’te bu konuyu tartışıyor gözüküyor ancak öteye götürmüyor. Çünkü bu konuda birlikte hareket edememezlikleri var. Bu nedenle “vergi adaleti” mücadelesi birlikte verilmiyor.
Yani konunun özeti şudur...
Vergi dilimi, işçinin maaşını yıl içinde düşüren bir mekanizma. Tek başına bireysel çözümü yok; örgütlü mücadeleyle ya kaldırılmalı ya da işçi lehine yeniden düzenlenmelidir. Değiştirebilmenin koşulu ise sendikaların bunu TİS’lerde güvence altına almak için ve yeniden düzenlenmesi için mücadele vermelidir. Ve sol/sosyalist partilerin ise “vergide adalet” talebini kitleselleştirmesine bağlıdır...
Miroğlu



Yorumlar